İdea Yayınevi /Tinin Görüngübilimi
 
Kant'ın Eleştirel Felsefesi Üzerine Hegel
1) Mantık Bilimi'nden (Büyük) Alıntılar
2) Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I Mantık Bilimi'nden ("Küçük Mantık") Alıntılar
 

Mantık Bilimi'nden ("Büyük Mantık") Alıntılar

 

Mantık Bilimi (Büyük), Birinci Yayıma Önsöz

"Kant felsefesinin dışrak öğretisi — anlağın deneyimin ötesine geçmemesi gerektiği, yoksa bilgi yetisinin kendi başına kuruntulardan başka birşey doğuramayan kuramsal usa dönüşeceği kanısı — kurgul düşüncenin yadsınmasını bilimin kendisi adına aklamaya yönelik bir girişimdi. Bu popüler öğreti modern eğitbilimden gelen şu çığlıkla desteklendi: Zamanın zorunluğu bakışların dolaysız gereksinime çevrilmesini ister, ve bilgi için deneyim nasıl birincil ise, kamusal ve kişisel yaşamda beceri için de genel olarak uygulama ve pratik kültür özsel yanlardır, yalnızca onlar gereklidir, ve kuramsal içgörü ise gerçekte zararlıdır. — Böylece bilim ve sıradan insan-anlağı Metafiziğin çöküşünü sağlamak için el birliği ederken, kültürlü ama Metafiziksiz bir ulus gibi tuhaf bir görünüş ortaya çıktı — tıpkı başka bakımlardan türlülük içinde bezenmesine karşın kutsalların kutsalından yoksun bir tapınak gibi."

 

Mantık Bilimi (Büyük), Mantığın Genel Kavramı

"Kant Diyalektiği daha yükseğe çıkardı — ve bu onun en değerli yanlarından biridir —, çünkü onu sıradan tasarıma göre taşıdığı özenç görünüşünden kurtarıp Usun zorunlu bir etkinliği olarak gösterdi."

 

Mantık Bilimi (Büyük), Mantığın Genel Kavramı

"Şimdi Kant felsefesinin ilgisi düşünme-belirlenimlerinin sözde aşkınsal yanına yönelik olduğu için, bu belirlenimlerin kendilerinin ele alınması boş bir sonuç vermiştir; Ben ile o soyut ve tümüne ortak ilişki olmaksızın, kendilerinde ne oldukları, birbirlerine karşı belirliliklerinin ve birbirleri ile ilişkilerinin ne olduğu bir irdeleme konusu yapılmamıştır; buna göre, bu felsefe tarafından doğalarının bilgisine en küçük bir katkıda bile bulunulmamıştır."

 

Mantık Bilimi (Büyük), Mantığın Genel Kavramı

1"Anımsatmam gerek ki, bu çalışmada Kant felsefesine sık sık göndermede bulunmamın
nedeni (ki bu birçoklarına gereksiz görünebilir) — daha sağın belirliliği ve açımlamasının
tikel bölümleri bu çalışmada ya da başkalarında nasıl görülmüş olursa olsun — bu felsefenin
modern Alman felsefesinin temelini ve başlangıç noktasını oluşturmuş olması ve bu
değerinin ona yüklenebilecek hiçbirşeyden zarar görmeden kalmasıdır. Ona Nesnel Mantıkta
da sık sık göndermede bulunulmasının nedeni Mantıksalın önemli, daha belirli yanlarına
ayrıntılı olarak girmesi, ama buna karşı daha sonraki felsefi açımlamaların bunlara
çok az dikkat etmiş ve kimi durumlarda çoğu kez yalnızca ham — ama öcü alınmamış —
bir küçümseme göstermiş olmalarıdır. Aramızda en yaygın olan felsefecilikte Kant’ın Usun
hiçbir gerçek içeriği bilemeyeceği ve saltık gerçeklik açısından inanca yöneltilmesi gerektiği
gibi sonuçlarının ötesine geçilmez. Ama Kant’ta sonuç olan şey bu felsefecilikte dolaysızca
başlangıç noktası olarak alınır, ve kendisinden o sonucun ortaya çıktığı ve felsefi bilgi
olan önceki açımlama başından kesilip atılır. Kant felsefesi böylece kendini herşeyin daha
şimdiden tanıtlanmış ve tamamlanmış olduğu kanısı ile rahatlatan düşünme tembelliği
için bir yastık olarak hizmet eder. Buna göre bilgi için ve böyle verimsiz ve kuru bir rahatlıkta
bulunmayan belirli bir düşünce içeriği için o önceki açımlamaya geri dönülmelidir."

 
Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi'nden ("Küçük Mantık") Alıntılar
 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 28 Ek

"Eski Metafiziğin burada sözü edilen duruş noktası Eleştirel Felsefenin vardığı sonucun karşıtıdır. Hiç kuşkusuz denebilir ki bu sonuca göre insana yalnızca saman ve küspe [Spreu und Treber] salık verilmelidir."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 41 Ek 2.

"Kant’ın düşünce-belirlenimlerini yoklaması özünde bunların kendilerinde ve kendileri için değil ama yalnızca nesnel mi yoksa öznel mi oldukları açısından irdeleniyor olması gibi bir eksiklik taşır."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 42 Not

"Bilindiği gibi Kant Felsefesi kategorileri bulmada kendini sıkıntıya sokmadı. Ben, özbilincin birliği, bütünüyle soyut ve baştan sona belirsizdir; öyleyse Benin belirlenimlerine, kategorilere nasıl gidilecektir? Hoş bir raslantı ile, sıradan mantıkta değişik yargı türleri daha şimdiden görgül bir yolda verili olarak bulunur. Ama yargı belirli bir nesne üzerine düşünmedir. Önceden hazır olarak sıralanmış değişik yargı türleri öyleyse değişik düşünce belirlenimlerini sağlar. — Fichte felsefesinin düşünce-belirlenimlerini zorunlukları içinde gösterme ve onları özsel olarak çıkarsama gereksinimini anımsatmış olma gibi büyük bir değeri vardır. — Bu felsefenin yöntem ile, Mantık ile ilgilenmiş olması gerekirdi; en azından beklenebilirdi ki, genelde düşünce-belirlenimlerinin ya da olağan mantıksal gerecin, Kavram, Yargı ve Tasım türlerinin bundan böyle yalnızca gözlemden alınmaması ve böylece salt görgül olarak anlaşılmaması, ama düşüncenin kendisinden türetilmesi gerektiği gibi bir sonucu göstermiş olması gerekirdi. Eğer düşünce herhangi birşeyi tanıtlama yeteneğinde olacaksa, eğer Mantık tanıtlamanın verilmesini istemeli ise, ve eğer tanıtlamayı öğretecekse, o zaman her şeyden önce kendine özgü içeriğini tanıtlayabilme ve onun zorunluğunu anlayabilme yeteneğinde olmalıdır."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 42 Ek 3.

"Kant’ın görüşünde kategorilerin yalnızca bize ait olmaları gerekir, ve Benin (bilen özne) bilginin biçimini olduğu gibi gerecini de sağlıyor olması ölçüsünde — birinciyi düşünen özne ve ikinciyi duyumsayan özne olarak — Kant’ın felsefesi öznel İdealizmdir. — Bu öznel idealizmin içeriği üzerine gerçekte tek bir sözcük bile harcamaya değmez."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 45 Ek

"Kant Felsefesine göre, bildiğimiz şeyler bizim için salt görüngülerdir, ve ‘kendinde’leri bizim için erişilmez bir öte-yan olarak kalır. Bilincimizin içeriğini oluşturan şeyleri yalnızca ‘bizimkiler’ olarak alan, salt bizim tarafımızdan koyulan birşey olarak alan bu öznel idealizme saf bilinç haklı olarak içerlemiştir. İşin gerçeği şudur: Dolaysızca bildiğimiz şeyler salt bizim için değil, ama kendilerinde de yalnızca görüngülerdir, ve böylece sonlu şeylerin gerçek belirlenimleri varlıklarının zeminini kendilerinde değil ama evrensel tanrısal İdeada taşıyor olmalarıdır. Şeyleri bu yolda alan görüş de eşit ölçüde idealizm olarak, ama gene de Eleştirel Felsefenin o öznel idealizminden ayrım içinde saltık İdealizm olarak belirtilmelidir; Saltık İdealizm, sıradan realist bilincin çok ötesinde olmasına karşın, gene de gerçekte yalnızca felsefenin bir iyeliği olarak görülmemelidir; tersine, belli bir düzeye dek tüm dinsel bilincin temelini oluşturur, çünkü bu bilinç de var olan herşeyin toplamını, genel olarak varolan Evreni, Tanrı tarafından yaratılıyor ve yönetiliyor olarak görür."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 46

"Kant’ın Eleştirisi yalnızca öznel (bayağı) bir idealizmdir ki, içerik ile ilgilenmez, yalnızca soyut öznellik biçimlerini göz önüne alır, ve dahası tek yanlı olarak birincide, öznellikte, bütünüyle olumlu enson belirlenim olarak takılıp kalır."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 47, Not

"Kant’ın Eleştirisinin sonsuza dek değerli bir sonucu olarak görülebilecek olan bir başka nokta da onun Tin felsefesini ‘ruh-şey’den, ruhun yalınlığı ya da bileşikliği, özdekselliği vb. gibi kategorilerden ve böylece bunlara ilişkin sorulardan kurtarmış olmasıdır."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 48, Not

"Daha öte belirtilebilir ki antinomiyi daha derin olarak irdelemedeki eksikliği Kant’ı ilk olarak yalnızca dört antinomi sıralamaya götürdü. Bu dördü ile karşılaştı, çünkü sözü edilen bozukvargıları irdelemesinde kategoriler tablosunu temel aldı, ve burada daha sonra büyük yaygınlık kazanan bir işlem uygulayarak bir nesnenin belirlenimlerini Kavramdan türetmek yerine nesneyi yalnızca önceden hazır olan bir şemanın altına aldı."

Ek. "... Kant’ın savları ve karşısavları için getirdiği tanıtlamar salt düzmece tanıtlamalar olarak görülmelidir, çünkü, tanıtlanması gereken noktalar her zaman başlangıç noktası olan varsayımda önceden kapsanır, ve yalnızca uzun uzadıya bir apagojik yordama başvurularak bir dolaylılık görünüşü üretilir."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 51, Not

"Kant’ın varlıkbilimsel tanıta yönelttiği eleştirinin kazandığı açıkça olumlu ve sınırsız onay hiç kuşkusuz yararlandığı benzetmeden gelir; Kant Düşünce ve Varlık arasındaki ayrımı açıklamak için yüz Taler örneğini kullandı ki bu, ister olanaklı isterse edimsel olsun, Kavram açısından aynı yüzlük olacak, ama benim para durumum söz konusu olduğunda bu durum özsel bir ayrıma yol açacaktı. — Hiçbirşey düşündüğümün ya da tasarımladığımın bu nedenle edimsel olmamasından daha açık olamaz: Tasarımlamanın ya da giderek Kavramın bile Varlığa erişemeyeceği düşüncesi. — Gene de, öyle yüz Taler gibi şeyleri Kavram diye adlandırmaya hiçbir haksızlığa yol açmaksızın barbarlık denebilir; bu bir yana, durmaksızın felsefi İdeaya karşı Düşünce ve Varlığın ayrı olduklarını yineleyenlerin en sonunda felsefecilerin de eşit ölçüde bu durumun bilgisizi olmadıklarını kabul etmeleri gerekir; gerçekte bundan daha basmakalıp bir bilgi olabilir mi? Bununla birlikte, Tanrı söz konusu olduğu zaman, onun yüz Talerden başka türlü bir nesne olduğu, herhangi bir tikel Kavramdan, tasarımdan ya da nasıl adlandırılırsa adlandırılsın böyle birşeyden bütünüyle ayrıldığı göz önüne alınmalıdır. Gerçekte tüm sonlular yalnızca ve yalnızca belirli-varlıkları Kavramlarından ayrı olan şeylerdir."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 54, Ek.

"Kant kuramsal Usa yadsıdığını — özgür öz-belirlenim — kılgısal Us için kesinlikle doğruladı. Kant Felsefesine o büyük ilgiyi ve hiç kuşkusuz bütünüyle haklı olarak kazandıran nokta başlıca bu yanıydı."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 60, Not

"Kant’ın bilgi anlayışının bu sonuçları üzerine daha öte bir gözlem olarak felsefesinin bilimlerin ele alınması üzerine hiçbir etkide bulunamadığını da ekleyebiliriz. Bu felsefe sıradan bilginin kategorilerini ve yöntemini hiç dokunmadan bırakmıştır. O dönemin bilimsel çalışmalarında arada bir Kant Felsefesinin önermeleri ile başlandığını görsek de, incelemenin gidişinin gösterdiği şey o önermelerin salt yüzeysel birer süs oldukları ve o ilk birkaç sayfa atlandıktan sonra aynı görgül içeriğin ortaya çıktığıdır."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 60, Not

"Materyalizm, Natüralizm görgücülüğün tutarlı dizgesidir. — Kant Felsefesi düşünce ve özgürlük ilkesini saltık olarak bu görgücülüğün karşısına koyar, kendini sözü edilen o ilk görgücülüğe [Hume'un yukarıda sözü edilen metafiziksel görgücülüğüne] bağlar ve bunu onun genel ilkesinden en küçük bir yolda sapmaksızın yapar."

 

Felsefi Bilimler Ansiklopedisi I, Mantık Bilimi, § 60, Ek 2

"Fichte de Kant felsefesinin sonucunda durup kalır: Salt sonlu olan bilinebilirdir, ama sonsuz olan düşüncenin ötesine geçer. Kant’ta “kendinde-şey” olana Fichte dışarıdan dürtü der — Benin Başkası olarak bir soyutlama ki, olumsuzluk ya da genel olarak Ben-olmayan belirleniminden başka hiçbir belirlenimi yoktur."

İdea Yayınevi 2014 / iletisim@ideayayinevi.com